No sir, well, I don't wanna be the blame, not anymore
hayır efendim, suçlu olmak istemiyorum, daha fazla değil
It's your turn, so take a seat
bu senin değişimin, hadi otursana
We're settling the final score
sonuncu notu(maddeyi) kararlaştırıyoruz
And why do we like to hurt so much?
neden daha fazla incitmekten hoşlanıyoruz?
I can't decide, you have made it harder
karar veremiyorum, onu daha da zorlaştırdın
Just to go on
(onun) devam etmesi(yürümesi) için
And why, all the possibilities
ve neden?, tüm o olasılıklar...
Well, I was wrong
pekala, hatalıydım
That's what you get
senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
That's what you get
senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
I drowned out all my sense
tüm hissettiklerimi bastırdım
With the sound of its beating
onun çarpmasının(çarpışının) sesiyle
And that's what you get
senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
I wonder, how am I supposed to feel
merak ediyorum, nasıl bir şey hissetmeyi bekledim(umdum)
When you're not here?
sen burada yokken?
'Cause I burned every bridge I ever built
çünkü inşa ettiğim tüm köprüleri yaktım
When you were here
sen buradayken
I still try holding onto silly things
hala, aptalca şeyler üstüne düşünmeye çalışıyorum
I never learn
asla öğrenemeyeceğim
Oh why, all the possibilities
neden?, tüm o olasılıklar
I'm sure you've heard
eminim, haberin vardı
That's what you get
senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
That's what you get
senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
I drowned out all my sense
tüm hissettiklerimi bastırdım
With the sound of its beating
onun çarpmasının(çarpışının) sesiyle
And that's what you get
senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
Pain, make your way to me, to me
keder, bana yol aç(ver), yol aç(ver)
And I'll always be just so inviting
ve daima çok çekici(davetkâr) olacağım
If I ever start to think straight
doğru dürüst düşünmeye başlarsam
This heart will start a riot in me
bu kalp, içimde bir isyan başlatacak
Let's start, start, hey!
hadi başlatalım, başla, hey
Why do we like to hurt so much?
neden daha fazla incitmekten hoşlanıyoruz?
Oh, why do we like to hurt so much?
oh, neden daha fazla incitmekten hoşlanıyoruz?
That's what you get
senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
That's what you get
senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
That's what you get
senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
Now I can't trust myself
artık kendime güvenemem
With anything but this
bunun dışında bir şeyle ilgili (olarak)
And that's what you get
ve senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
hayır efendim, suçlu olmak istemiyorum, daha fazla değil
It's your turn, so take a seat
bu senin değişimin, hadi otursana
We're settling the final score
sonuncu notu(maddeyi) kararlaştırıyoruz
And why do we like to hurt so much?
neden daha fazla incitmekten hoşlanıyoruz?
I can't decide, you have made it harder
karar veremiyorum, onu daha da zorlaştırdın
Just to go on
(onun) devam etmesi(yürümesi) için
And why, all the possibilities
ve neden?, tüm o olasılıklar...
Well, I was wrong
pekala, hatalıydım
That's what you get
senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
That's what you get
senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
I drowned out all my sense
tüm hissettiklerimi bastırdım
With the sound of its beating
onun çarpmasının(çarpışının) sesiyle
And that's what you get
senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
I wonder, how am I supposed to feel
merak ediyorum, nasıl bir şey hissetmeyi bekledim(umdum)
When you're not here?
sen burada yokken?
'Cause I burned every bridge I ever built
çünkü inşa ettiğim tüm köprüleri yaktım
When you were here
sen buradayken
I still try holding onto silly things
hala, aptalca şeyler üstüne düşünmeye çalışıyorum
I never learn
asla öğrenemeyeceğim
Oh why, all the possibilities
neden?, tüm o olasılıklar
I'm sure you've heard
eminim, haberin vardı
That's what you get
senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
That's what you get
senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
I drowned out all my sense
tüm hissettiklerimi bastırdım
With the sound of its beating
onun çarpmasının(çarpışının) sesiyle
And that's what you get
senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
Pain, make your way to me, to me
keder, bana yol aç(ver), yol aç(ver)
And I'll always be just so inviting
ve daima çok çekici(davetkâr) olacağım
If I ever start to think straight
doğru dürüst düşünmeye başlarsam
This heart will start a riot in me
bu kalp, içimde bir isyan başlatacak
Let's start, start, hey!
hadi başlatalım, başla, hey
Why do we like to hurt so much?
neden daha fazla incitmekten hoşlanıyoruz?
Oh, why do we like to hurt so much?
oh, neden daha fazla incitmekten hoşlanıyoruz?
That's what you get
senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
That's what you get
senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
That's what you get
senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde
Now I can't trust myself
artık kendime güvenemem
With anything but this
bunun dışında bir şeyle ilgili (olarak)
And that's what you get
ve senin eline geçen ne
When you let your heart win, whoa
kalbinin kazanmasına izin verdiğinde